Post by revolter00 on Sept 22, 2005 13:00:11 GMT -2
Adamın biri, bi cumartesi gecesi evine dönüyomuş. Birden 15-16 yaşlarında sevimli bi kızın yolun kenarında otostop yaptığını görmüş. Adamın da aynı yaşlarda iki kızı varmış. Hemen arabayı kızın yanına yanaştırmış, "Gece yarısı böyle ıssız bir yerde n’apıyosunuz Allah aşkına? Bu saatte otostop mu yapılır?" demiş. Kız, "Uzun hikaye. Rica etsem beni evime götürür müsünüz? Buraya çok yakın. Bu iyiliğinizi ömür boyu unutmam" diyerek arka koltuğa oturmuş. Kızın üzerinde cicili bicili, hoş bi elbise varmış. Evinin adresini vermiş. Gerçekten de yakınmış ev. Adam eve vardığında önünde durmuş, "İşte geldik küçük hanım" diyerek arka koltuğa dönmüş ama arkada hiç kimse yokmuş. Gözlerine inanamamış tabii. Hemen arabasından inip evin kapısını çalmış. Beyaz saçlı, çok yorgun görünen yaşlı bi kadın açmış kapıyı. Adam heyecanla, "Bana inanmayacaksınız ama yoldan küçük bi kız aldım. Bana buranın adresini verdi ama tam geldiğimizde..." Yaşlı kadın adamı susturmuş, "Biliyorum, biliyorum" demiş, "Sonra da ortadan kayboldu di’mi? Bu başımıza ilk defa gelmiyor. Her cumartesi akşamı aynı şey olur..." Meğer kız bir cumartesi gecesi diskodan dönerken trafik kazası geçirmiş ve oracıkta ölmüş. Şimdi her cumartesi gecesi kazada öldüğü yerden otostop yapıp evine gelmek istiyomuş ama bunu bugüne kadar başaramamış. Kadın bunları anlatırken adamın gözü piyanonun üzerindeki kızın fotoğrafına ilişmiş. Evet, kız aynı kızmış ve üzerinde de aynı elbise varmış..
___________________________________________________________________
Büyük bahçeli bir villada yaşayan genç bir çift, çocuklarını bakıcıya bırakıp dostlarının verdiği bir partiye gitmiş. Bakıcı kız çocukları yatırdıktan sonra televizyon seyretmeye başlamış. Bir ara telefon çalmış. Kızcağız telefonu açtığında karşısında hırıltılı bir sesle konuşan biri varmış: Şu an üst katta çocukların başucundayım. Sen de gelsene buraya. Huhahuha! Kız feci korkmuş haliyle. Ama kendini Kesin salak bi telefon şakası bu diye düşünüp sakinleştirmeye çalışmış ve televizyonun sesini sonuna kadar açmış. Telefon tekrar çalmış. Aynı hırıltılı ses yine o histerik kahkahasını attıktan sonra, Çocukların yanındayım. Hadi sen de gel yukarı demiş. Kız daha da korkmuş ve santrali arayarak durumu anlatmış. Santralde iyi bi kadın varmış, Adam sizi aradığında bir’kaç dakika konuşturun. Numarayı tespit eder, sonra da polise bildiririz diyerek kıza yardımcı olmuş. Bakıcı kız telefonu kapatır kapatmaz hemen çalmış telefon. Aynı ses yine aynı sözleri tekrar etmiş. Kız konuşmayı uzatmaya çalışmış ama sapık anlamış bunu ve hemen telefonu kapatmış. Bir’kaç dakika sonra tekrar çalmış telefon, arayan santral memuresiymiş ve panik durumdaymış: Hemmen kaç oradan! Arayan numaranın da adresi aynı. Yukarıda bir telefon hattı daha var demek ki! Kız koşşa koşşa kaçmış evden. Bu arada santraldeki kadın, polisi olaydan haberdar etmiş bile. Polisler birkaç dak’kada adrese gelip eve girmiş. Gerçekten de üst katta elinde kocaman bi kasap satırı olan bir katil yakalamışlar. Üst kat pencerelerinin birinden eve giren sapık katil iki çocuğun kafaların vahşetle vücudundan ayırıp,cesetleri kasap gibi dogradıktan sonra o telefonları etmeye başlamış...
__________________________________________________________________
Akşamları çok yemek yediğimde zor uyur ve genelde kabus görürüm. Yemeği yine fazla kaçırmıştım. Hiç karabasan görmedim. Ama bu yemeğe görürüm artık diye düşünüp uyumaya koyuldum. Sadece terliyor, bir o tarafa bir bu tarafa dönüyordum. Tam daldığım sırada, birinin bana baktığını hissettim -Biraz korkağımdır. - hemen irkildim. Odamın yarısı kadar bir gölge hafif hareketlerle bana dogru bakıyordu. En kötü yanı ise bunun rüya olmadığını biliyordum. Elim lambanın düğmesini arıyordu ama bulamıyordum. Nefes alamadım ve bağıramadım. Elektrik düğmesini buldum ama açmaya çok korkuyordum. Gözlerim bana anlamsızca baktığına inandığım gölgeye dönüktü... Işığı açtığımda sandalyemin üzerine yığılı elbiselerin, onlarında üzerinde kedimin bana baktığını gördüm. Nede olsa hepsi birden kocaman bir soru işaretiydi benim için. İçim rahatlamıştı. Kedimi sevmek istedim. Hırlayıp yok olup gitti. Asabi bir kedi değildir. Bende tekrar yattım. Aniden tekrar birinin bana baktığını hissederek irkilip ışığı açtım. Aynı manzaranın tekrarı olması benim sinirimi bozmuştu. Gülmeye başladım. Daha sonra sinirlerim yatışsın diye kalkıp bir kahve yapmaya karar verdim. 20 dakika sonra odama döndüm. Tüylerim diken diken olmuştu. Kedim aynı pozisyonda hiç oynamadan duruyordu. Pencerem açık olmasına rağmen odamda ağır bir koku vardı. O tatlı kedimin hareketsizce gözlerimin içine bakması beni oldukça etkilemiş olacak ki birden ağlamaya başladım. Sinirlerim bozulmuştu. Arkadaşımı aradım. Hemen buraya gelmesi gerektiğini ve sinirlerimin bozulduğunu söyledim. Döndüğümde kedim yerinde yoktu. Koku arttıkca artıyordu. Ama nereden geldiğini anlayamamıştım. Odayı aramaya başladım. Heryeri kokluyordum. Balkon tarafındaki camdan aşağıya doğru bakarken hızla kapım çarptı. Hemen kapıya koştum fakat açmaya korkuyordum. Kapının öteki tarafindan kedimin çıkaramayacagi sesler duyuyordum. Kalbimin nasil attığını hala hatırlarım. Bağırmaya başladım. Koku, sinirbozukluğu o garip seslere bir de telefonun o yüksek sesi katılmıştı. Derin bir nefes aldım, kapıyı açtım ve doğru tuvalete gittim. Yansımam beni ürkütmüştü. Sinirbozukluğunun verdiği yorgunluktan olsa gerek kendi yansımamın bana oyun oynadığını düşündüm.Tam bayılıp kalacağımı sandığım sırada telefon tekrar çaldı. Açmaya cesaret edemedim önce. Sonra içeri gidip ahizeyi kaldırdım, kulağıma dayadım... Telefonda arkadaşımın sesini duydum. Gelemiyeceğini söylerken, birden sesi değişmeye başladı. Sanki sesi apartmandan aynı anda gelir gibi yakından duyuyordum. Tüylerim ürpermisti. Ben hiç konuşmadığım halde bana açıklamalar yapıyordu. Açıkcası saçmalıyordu. Bana ikide bir "gelmeyeyim ben, ama sana bişey olmayacak. O sadece alacağını alıp gidecek." diyordu. Kedim etrafta gezerken normal sesler çıkarıp geziyordu. Eski tedirginliğim kalmamıştı. Neydi? Kedime ruh mu girmişti? Hayır. Ya kapı? Hava akımından çarpmıştı. Arkadaşımın ise içmiş olacağını düşündüm. Ama koku gerçekti..
_____________________________________________________________________
Bir arkadasim küçük bir kasabada ögretmen olan kuzenini ziyarete gitmis. Bir ara arabayla dolasmaya çikmislar. Tren yolundan geçerken arkadasim yolun kenarinda devrilmis vagonlar oldugunu görünce niye orada durduklarini sormus. Kuzeni, "Bu çok trajik bir hikaye. Bunlaraslinda katil vagonlar. Gel yakindan bak istersen" demis. Tren saati olmadigi için arabayi raylarin üzerinde birakip vagonlarin yanina gitmisler. Arkadasin kuzeninin anlattigina göre, geçen yil tam orada bir okul otobüsü ariza yapmis ve raylarin üzerinde kalakalmis. Bu sirada büyük bir hizla gelen tren okul otobüsüne çarpmis.Talihsiz kazada bütün çocuklar hayatini kaybetmis. Arkadasimla kuzeni vagonlari incelerlerken bir tedirginlik hissedip hafiften korkar gibi olmus.Bir an evvel oradan uzaklasmak için arabalarina bindiklerinde ise daha motoru çalistirmadiklari halde araba kendiliginden ilerlemeye baslamis. Bizimkiler acayip korkmuslar tabi. Araba tren raylarinin üzerinden 100 metre kadar ileriye, kendi kendine gitmis ve durmus. Arkadasim hemen arabayi çalistirmis. Son sürat ayrilmislar oradan. Kasabaya gelene kadar toz duman içinde 1 saatlik yolu yarim saatte almislar. Eve ulastiklarinda bet-beniz bembeyaz durumdalarmis. Ama asil korkuyu arabadan indiklerinde yasamislar. Arabanin arkasindaki toz kütlesinin üzeri onlarca el iziyle doluymus. Bunlarin büyüklügü de çocuk eli kadarmis,
_____________________________________________________________________
Bu olay askerde başımdan geçti.Askerde çavuştum yani nöbet tutma olayım yoktu.Usta birliğine yeni gelen adanalı bir çocuk vardı.Çok sakin ama neşeli bir çocuktu.Neyse geldikten yaklaşık bir ay sonra buna nöbet yazmışlar.Ama taburun en sakat yerinde karanlık,adamı kesseler farkında olmaz kimsenin.Yanınada üst devre bir devremi vermişler.Tabi benim devre başlamış uyumaya bunuda dikmiş nöbete.1 saat sonra taburda bir karışıklık bir panik silah sesleri geliyor onun tuttuğu nöbet kulesinden.Çocuğu zar zor getirdiler koğuşa.Bağırmalar titremeler Gözlerini patlatıp bir noktaya bakmalar..Arkadaşa cinlerin düğününü gördüğünü söylemiş tepenin eteğinde.İlk baş hava değişimine gitmek için numara yapıyor dedim ama gözlerimle bir şeyleri görmeden önce..Çocuk cılız zayıf bir şey ama 3 kişi yatakta zor tutuyoruz adamı yatakta.Kendini boğmaya çalışıyor acaip acaip bir şeyler mırıldanıyor,gözleriyle odada sanki bir şey varmış gibi onu takip ediyor.Ama ona gerçekten inanmamın tek bir sebebi vardı.Uyumaya başladığı zaman aniden ellerini boğazına götürdü.Kendini boğmaya çalışıyor.Nerden esti bilmiyorum içimden 3 kulluvallah bir elham okudum ama kimseye farkettirmeden.Çocuğun gözleri kapalı elini dudaklarına götürdü ve bana sus işareti yaptı.Başımdan sanki kaynar sular döküldü..O gün bugündür yatmadan önce mutlaka bu duaları okurum.İster inanın İster inanmayın.Ama gercek..Onlar her yerde...
__________________________________________________________________
bir gece arkadaşlarla bizim evde toplandık cin çağıralım diye fakat ben inanmıyordum ve ne yazık ki sürekli cinlerle dalga geçiyordum bazen öyle laflar söylüyordum ki arkadaşlar beni uyarıyordu cini çagırdık ve aniden fincan hareket etmeye başladı herkes çok korkmuştu bense hala cinle dalga geçiyordum dalga geçerce sorular soruyordum ve ne olduysa ondan sonra oldu bana gerçek oldugunu kanıtla dedim arkadaşlarım çok kormuştu tam sesizlik olmuştu ki bi anda agzımda korkunç bi açcı hissettim ne oldugunu anlıyamamıştım bişey nefes almamı engelliyordu 1 dakikaya yakın öyle kaldım ağlıyordum yüzümün bazı yerleri yanıyordu çok korkmuştum dua etmek aklıma geldi ve fatiha suresini okumaya başladım bu seferde arkamdan bişeylerle vuruluyor gibiydi artık cinlerin olduguna inanmıştım hiçbişeyden korkmayan ben şimdi titriyordum kaçıcak yer arıyordum ben dua ettikce vuruyorlardı bu sırada gözlerim arkadaşlarımı aradı yardım istiyecektim fakat onlar bayılmıştı bi anda herşey bitti. cinler gitti diye düşündüm arkadaşlarımı ayılttım fakat gitmemişlerdi sadece bekliyorlardı ben tekrar dua etmeye çalıştım duaya başladıgım anda mutfak dolaplarının zangırdadıgını duydum tabaklar yere düşüyordu sesler tekrar kesildi biz hala bişeyler olucak endişesiyle bekliyoduk fakat uyuyup kalmıştık sabah baktıgımda mutfakta hiçbir tabak kırılmamış yerlerinde duruyordu dolap kapakları bile kapalıydı halbuki salondan mutfaktan düşen tabakları çok rahat görebiliyorduk o gece ne olmuştu neden tabaklar kırılmış oldukları halde eski yerlerinde saglam duruyordu... işte bunların tek bir nedeni vardı cinler arkadaşlar ister inanın ister inanmayın ama bu olay fazlasıyla dogru lütfen cinlerin varlıgını kabul edin ve kesinlikle onlarla dalga geçmeyin bu size arkadaş tavsiyesi...
_____________________________________________________________________
arkadaşlar yukarıda yazılanlara inanmadığınıza eminim ama ya GERCEKSE???
revolter00 OLARAK I-NAN-MI-YO-RUUUUUM
___________________________________________________________________
Büyük bahçeli bir villada yaşayan genç bir çift, çocuklarını bakıcıya bırakıp dostlarının verdiği bir partiye gitmiş. Bakıcı kız çocukları yatırdıktan sonra televizyon seyretmeye başlamış. Bir ara telefon çalmış. Kızcağız telefonu açtığında karşısında hırıltılı bir sesle konuşan biri varmış: Şu an üst katta çocukların başucundayım. Sen de gelsene buraya. Huhahuha! Kız feci korkmuş haliyle. Ama kendini Kesin salak bi telefon şakası bu diye düşünüp sakinleştirmeye çalışmış ve televizyonun sesini sonuna kadar açmış. Telefon tekrar çalmış. Aynı hırıltılı ses yine o histerik kahkahasını attıktan sonra, Çocukların yanındayım. Hadi sen de gel yukarı demiş. Kız daha da korkmuş ve santrali arayarak durumu anlatmış. Santralde iyi bi kadın varmış, Adam sizi aradığında bir’kaç dakika konuşturun. Numarayı tespit eder, sonra da polise bildiririz diyerek kıza yardımcı olmuş. Bakıcı kız telefonu kapatır kapatmaz hemen çalmış telefon. Aynı ses yine aynı sözleri tekrar etmiş. Kız konuşmayı uzatmaya çalışmış ama sapık anlamış bunu ve hemen telefonu kapatmış. Bir’kaç dakika sonra tekrar çalmış telefon, arayan santral memuresiymiş ve panik durumdaymış: Hemmen kaç oradan! Arayan numaranın da adresi aynı. Yukarıda bir telefon hattı daha var demek ki! Kız koşşa koşşa kaçmış evden. Bu arada santraldeki kadın, polisi olaydan haberdar etmiş bile. Polisler birkaç dak’kada adrese gelip eve girmiş. Gerçekten de üst katta elinde kocaman bi kasap satırı olan bir katil yakalamışlar. Üst kat pencerelerinin birinden eve giren sapık katil iki çocuğun kafaların vahşetle vücudundan ayırıp,cesetleri kasap gibi dogradıktan sonra o telefonları etmeye başlamış...
__________________________________________________________________
Akşamları çok yemek yediğimde zor uyur ve genelde kabus görürüm. Yemeği yine fazla kaçırmıştım. Hiç karabasan görmedim. Ama bu yemeğe görürüm artık diye düşünüp uyumaya koyuldum. Sadece terliyor, bir o tarafa bir bu tarafa dönüyordum. Tam daldığım sırada, birinin bana baktığını hissettim -Biraz korkağımdır. - hemen irkildim. Odamın yarısı kadar bir gölge hafif hareketlerle bana dogru bakıyordu. En kötü yanı ise bunun rüya olmadığını biliyordum. Elim lambanın düğmesini arıyordu ama bulamıyordum. Nefes alamadım ve bağıramadım. Elektrik düğmesini buldum ama açmaya çok korkuyordum. Gözlerim bana anlamsızca baktığına inandığım gölgeye dönüktü... Işığı açtığımda sandalyemin üzerine yığılı elbiselerin, onlarında üzerinde kedimin bana baktığını gördüm. Nede olsa hepsi birden kocaman bir soru işaretiydi benim için. İçim rahatlamıştı. Kedimi sevmek istedim. Hırlayıp yok olup gitti. Asabi bir kedi değildir. Bende tekrar yattım. Aniden tekrar birinin bana baktığını hissederek irkilip ışığı açtım. Aynı manzaranın tekrarı olması benim sinirimi bozmuştu. Gülmeye başladım. Daha sonra sinirlerim yatışsın diye kalkıp bir kahve yapmaya karar verdim. 20 dakika sonra odama döndüm. Tüylerim diken diken olmuştu. Kedim aynı pozisyonda hiç oynamadan duruyordu. Pencerem açık olmasına rağmen odamda ağır bir koku vardı. O tatlı kedimin hareketsizce gözlerimin içine bakması beni oldukça etkilemiş olacak ki birden ağlamaya başladım. Sinirlerim bozulmuştu. Arkadaşımı aradım. Hemen buraya gelmesi gerektiğini ve sinirlerimin bozulduğunu söyledim. Döndüğümde kedim yerinde yoktu. Koku arttıkca artıyordu. Ama nereden geldiğini anlayamamıştım. Odayı aramaya başladım. Heryeri kokluyordum. Balkon tarafındaki camdan aşağıya doğru bakarken hızla kapım çarptı. Hemen kapıya koştum fakat açmaya korkuyordum. Kapının öteki tarafindan kedimin çıkaramayacagi sesler duyuyordum. Kalbimin nasil attığını hala hatırlarım. Bağırmaya başladım. Koku, sinirbozukluğu o garip seslere bir de telefonun o yüksek sesi katılmıştı. Derin bir nefes aldım, kapıyı açtım ve doğru tuvalete gittim. Yansımam beni ürkütmüştü. Sinirbozukluğunun verdiği yorgunluktan olsa gerek kendi yansımamın bana oyun oynadığını düşündüm.Tam bayılıp kalacağımı sandığım sırada telefon tekrar çaldı. Açmaya cesaret edemedim önce. Sonra içeri gidip ahizeyi kaldırdım, kulağıma dayadım... Telefonda arkadaşımın sesini duydum. Gelemiyeceğini söylerken, birden sesi değişmeye başladı. Sanki sesi apartmandan aynı anda gelir gibi yakından duyuyordum. Tüylerim ürpermisti. Ben hiç konuşmadığım halde bana açıklamalar yapıyordu. Açıkcası saçmalıyordu. Bana ikide bir "gelmeyeyim ben, ama sana bişey olmayacak. O sadece alacağını alıp gidecek." diyordu. Kedim etrafta gezerken normal sesler çıkarıp geziyordu. Eski tedirginliğim kalmamıştı. Neydi? Kedime ruh mu girmişti? Hayır. Ya kapı? Hava akımından çarpmıştı. Arkadaşımın ise içmiş olacağını düşündüm. Ama koku gerçekti..
_____________________________________________________________________
Bir arkadasim küçük bir kasabada ögretmen olan kuzenini ziyarete gitmis. Bir ara arabayla dolasmaya çikmislar. Tren yolundan geçerken arkadasim yolun kenarinda devrilmis vagonlar oldugunu görünce niye orada durduklarini sormus. Kuzeni, "Bu çok trajik bir hikaye. Bunlaraslinda katil vagonlar. Gel yakindan bak istersen" demis. Tren saati olmadigi için arabayi raylarin üzerinde birakip vagonlarin yanina gitmisler. Arkadasin kuzeninin anlattigina göre, geçen yil tam orada bir okul otobüsü ariza yapmis ve raylarin üzerinde kalakalmis. Bu sirada büyük bir hizla gelen tren okul otobüsüne çarpmis.Talihsiz kazada bütün çocuklar hayatini kaybetmis. Arkadasimla kuzeni vagonlari incelerlerken bir tedirginlik hissedip hafiften korkar gibi olmus.Bir an evvel oradan uzaklasmak için arabalarina bindiklerinde ise daha motoru çalistirmadiklari halde araba kendiliginden ilerlemeye baslamis. Bizimkiler acayip korkmuslar tabi. Araba tren raylarinin üzerinden 100 metre kadar ileriye, kendi kendine gitmis ve durmus. Arkadasim hemen arabayi çalistirmis. Son sürat ayrilmislar oradan. Kasabaya gelene kadar toz duman içinde 1 saatlik yolu yarim saatte almislar. Eve ulastiklarinda bet-beniz bembeyaz durumdalarmis. Ama asil korkuyu arabadan indiklerinde yasamislar. Arabanin arkasindaki toz kütlesinin üzeri onlarca el iziyle doluymus. Bunlarin büyüklügü de çocuk eli kadarmis,
_____________________________________________________________________
Bu olay askerde başımdan geçti.Askerde çavuştum yani nöbet tutma olayım yoktu.Usta birliğine yeni gelen adanalı bir çocuk vardı.Çok sakin ama neşeli bir çocuktu.Neyse geldikten yaklaşık bir ay sonra buna nöbet yazmışlar.Ama taburun en sakat yerinde karanlık,adamı kesseler farkında olmaz kimsenin.Yanınada üst devre bir devremi vermişler.Tabi benim devre başlamış uyumaya bunuda dikmiş nöbete.1 saat sonra taburda bir karışıklık bir panik silah sesleri geliyor onun tuttuğu nöbet kulesinden.Çocuğu zar zor getirdiler koğuşa.Bağırmalar titremeler Gözlerini patlatıp bir noktaya bakmalar..Arkadaşa cinlerin düğününü gördüğünü söylemiş tepenin eteğinde.İlk baş hava değişimine gitmek için numara yapıyor dedim ama gözlerimle bir şeyleri görmeden önce..Çocuk cılız zayıf bir şey ama 3 kişi yatakta zor tutuyoruz adamı yatakta.Kendini boğmaya çalışıyor acaip acaip bir şeyler mırıldanıyor,gözleriyle odada sanki bir şey varmış gibi onu takip ediyor.Ama ona gerçekten inanmamın tek bir sebebi vardı.Uyumaya başladığı zaman aniden ellerini boğazına götürdü.Kendini boğmaya çalışıyor.Nerden esti bilmiyorum içimden 3 kulluvallah bir elham okudum ama kimseye farkettirmeden.Çocuğun gözleri kapalı elini dudaklarına götürdü ve bana sus işareti yaptı.Başımdan sanki kaynar sular döküldü..O gün bugündür yatmadan önce mutlaka bu duaları okurum.İster inanın İster inanmayın.Ama gercek..Onlar her yerde...
__________________________________________________________________
bir gece arkadaşlarla bizim evde toplandık cin çağıralım diye fakat ben inanmıyordum ve ne yazık ki sürekli cinlerle dalga geçiyordum bazen öyle laflar söylüyordum ki arkadaşlar beni uyarıyordu cini çagırdık ve aniden fincan hareket etmeye başladı herkes çok korkmuştu bense hala cinle dalga geçiyordum dalga geçerce sorular soruyordum ve ne olduysa ondan sonra oldu bana gerçek oldugunu kanıtla dedim arkadaşlarım çok kormuştu tam sesizlik olmuştu ki bi anda agzımda korkunç bi açcı hissettim ne oldugunu anlıyamamıştım bişey nefes almamı engelliyordu 1 dakikaya yakın öyle kaldım ağlıyordum yüzümün bazı yerleri yanıyordu çok korkmuştum dua etmek aklıma geldi ve fatiha suresini okumaya başladım bu seferde arkamdan bişeylerle vuruluyor gibiydi artık cinlerin olduguna inanmıştım hiçbişeyden korkmayan ben şimdi titriyordum kaçıcak yer arıyordum ben dua ettikce vuruyorlardı bu sırada gözlerim arkadaşlarımı aradı yardım istiyecektim fakat onlar bayılmıştı bi anda herşey bitti. cinler gitti diye düşündüm arkadaşlarımı ayılttım fakat gitmemişlerdi sadece bekliyorlardı ben tekrar dua etmeye çalıştım duaya başladıgım anda mutfak dolaplarının zangırdadıgını duydum tabaklar yere düşüyordu sesler tekrar kesildi biz hala bişeyler olucak endişesiyle bekliyoduk fakat uyuyup kalmıştık sabah baktıgımda mutfakta hiçbir tabak kırılmamış yerlerinde duruyordu dolap kapakları bile kapalıydı halbuki salondan mutfaktan düşen tabakları çok rahat görebiliyorduk o gece ne olmuştu neden tabaklar kırılmış oldukları halde eski yerlerinde saglam duruyordu... işte bunların tek bir nedeni vardı cinler arkadaşlar ister inanın ister inanmayın ama bu olay fazlasıyla dogru lütfen cinlerin varlıgını kabul edin ve kesinlikle onlarla dalga geçmeyin bu size arkadaş tavsiyesi...
_____________________________________________________________________
arkadaşlar yukarıda yazılanlara inanmadığınıza eminim ama ya GERCEKSE???
revolter00 OLARAK I-NAN-MI-YO-RUUUUUM